13 Ocak 2017 Cuma

Sadece Nefesinle Hayatın Tüm Renklerini Doya Doya Yaşamak İster Misin?

Her nefes hayattır! 

Wiesbaden ve Frankfurt Çevresinde yayınlanan, HPN Hypnose sponsorluğundaki Hipnoz Ve Kadın Dergisi'nde yayınlanan yazıma fotoğrafın altında ulaşabilirsiniz. Nefes, sadece nefes...


Sadece Nefesinle,
Hayatın Tüm Renklerini,
Doya Doya Yaşaman Mümkün!
Nefes…
Yaşamdaki en büyük hediyemiz,
Hayatla ve özümüzle bağlantımız…
Varsa varız, yoksa yokuz.
Hey, Sen, 
Dürüst ol kendine! 
Nefesin yaşamındaki öneminin farkında mısın?
Nasıl nefes alıyorsan öyle yaşadığını biliyor musun?
Yaşamımız kendi seçimlerimizi yansıtır. 
Peki, sen, nasıl bir yaşamı seçiyorsun? 
Nefesin yaşamındaki mucizelerini öğrenmeye hazırsan, doğru yerdesin. 

Aldığımız nefesin kapasitesi ve derinliği, yani bedenimize giren ve hücrelerimize dolan oksijen miktarı yaşam kalitemizi belirliyor.  
Size kötü bir haber vereyim: Hic birimiz, aslında bunun farkında değiliz.

İyi haber ise, yazının sonunda: Okumaya devam!

Son yapılan araştırmalar, insanların nefes kapasitelerinin sadece %30’unu kullandığını gösteriyor. Yani çoğumuz, aslında sadece yaşayacak kadar nefes alıyoruz. Akşamları yatağa yorgun giriyor, kolay uyuyamıyor ve sabahları hiç kalkmak istemiyoruz. Gün içinde, zaman zaman derin derin nefesler alma, Ahhhh! çekme ihtiyacınız oluyorsa, bedeniniz sinyal vermeye başlamış, nefes kapasitenizi tam olarak kullanmıyorsunuz ve artık bir nefes terapistine ihtiyacınız var demektir. 

Günümüzde, dünya, nefes konusunda bilinçlendiği ve nefesin bilimsel olarak yaşamımızdaki önemi ispatlandığı için, yaklaşık 30 yıldır ‘Nefes Terapistliği‘ diye bir meslek doğmuş durumda. Ne mutlu ki, ben de uzunca bir süredir Türkiye, Amerika ve Avrupa’da bu mesleği icra ediyor, özel ve grup seansları, atölye çalışmaları ile çocuklara ve yetişkinlere nefes farkındalığını anlatmaya, öğretmeye çalışıyorum. 

Vücudumuzda hücre yenilenmesini sağlayan tek şey, Oksijen. Yani, bilinçli nefes almak ve hücrelerimize daha fazla oksijen dolması, bizi GENÇ yapıyor.

Nefes, kanser gibi yaklaşık 50 anerobik hastalıktan bizi uzak tutuyor. Daha sağlıklı, enerjik, canlı ve zinde olmamızı sağlıyor. Vücuda detoks ve iç organlara masaj etkisi var. Tamamlayıcı tıp, nefesin mucizesini kabul ediyor. Nefes, fiziksel olarak, migren ve kronik ağrılar, fibromiyalji, kısırlık, erken menapoz, adet öncesi sendromları, kronik yorgunluklar, kalp ve tansiyon hastalıkları, astım ve diğer solunum yolu hastalıkları, alerji, cilt problemleri , uyku apnesi, tiroid, bel ve boyun  fıtığı gibi hastalıklarda tamamlayıcı tıp tarafından çok önemli ve etkili olarak kabul ediliyor.    

Duygusal ve zihinsel olarak ise, bilinçaltımızdaki bize hizmet etmeyen, ileri gitmemizi engelleyen bilinçaltı  kalıplarımızı düzenliyor. Ben, nefes seanslarımda yaşam koçluğu, meditasyon ve farkındalık tekniklerini de kullanıyorum, bu şekilde etkisi çok daha KALICI oluyor. nefesin, Panik atak, Depresyon, Anksiyete, Öfke ve Stresle başa çıkma konularında birebir etkisi bilimsel olarak kanıtlanmış.

Nefes, aynı zamanda beynin 7 lobunu dengeleyerek çalıştırıyor ve çoklu düşünceyi, hızlı bir zeka yapısını, iyi bir hafızayı, yaratıcılığı, dağılan dikkatı toplamayı ve motivasyonu en üst düzeyde kullanma başarısını getiriyor.

Özellikle bu noktada, çocuklara ve anne-babalara özel Nefes ve Ebru Atölyeleri yapıyorum. Çünkü, çocuk yaşlarda kazanılan nefes alışkanlığı kolay kolay unutulmuyor. Ve emin olun, tahmininizden çok daha fazla çocuk ters veya limitli nefes alışkanlıklarına sahip. Rahat olun, bu sizin iyi veya kötü bir ebeveyn olmanızla bağlantılı değil. Ancak, 21. Yüzyılda, çocuğunuzun ve kendinizin nefes analizini bir terapistle birlikte yaptırmanız yaşam kaliteniz için gerçekten çok önemli ve faydalı. Kesinlikle tavsiye ediyorum.

Atölye çalışmalarımda, her çocuğa özel nefes analizi yaparak, anne baba ile daha sonra yapacakları nefes alıştırmaları veriyor, farklı teknikler gösteriyorum. Aile, çocuğunu farklı bir ortamda gözlemleme ve birlikte harika bir aktivite yapma şansına sahip oluyor. Ebru yaparken ise, öğrendikleri nefes tekniklerini kullanıyorlar ve çok eğleniyorlar.  Ebru, beden, zihin ve ruhun birleşiminden oluşan meditatif bir sanat dalı. Nefesin vücudumuzda tam kapasite akması demek, bunun gerçek yaşamımızdaki sürekliliği. Ebru yaparken, ailenin çocuğa müdahalesine, çocuğun hayal gücüne, nefesi nasıl kullandığına bakarak geri bildirimler veriyorum.  

Yazının sonuna kadar okuduysanız, işte size şahane bir haber: Nefes farkındalığını tekrar kazanabilir, bir bebek gibi doğal, taze ve tertemiz nefesler almaya başlayabilirsiniz. Unuttuğunuz nefesinizi hatırlayabilir, hayatı tüm renkleriyle doya doya içinize çekebilir, bedensel, zihinsel ve ruhsal olarak anda kalmanın ve farkında olmanın mutluluğunu deneyimleyebilirsiniz.  

Bir çok insan denedi ve ne kadar kolay olduğunu gördü. Sadece izin verin kendinize…
Daha fazla bilgi ve iletişim için: www.renginefes.com adresine girin, gezinin biraz.
Ve yollayın bir merhaba..
Ben, sizi bekliyor olacağım…  






Altın Bilezik İsteyen Var Mı?

Wiesbaden, Mainz ve Frankfurt çevresinde yayınlanan MaWi dergisinde yayınlanan yazımı paylaşmak istiyorum. Almanya'da yazdığım ilk yazı olduğu için çok değerli. Paralel Kariyer yaratmanın önemini ve nasıl başlayacağınızı anlatıyor. Okuyuculardan çok güzel tepkiler almıştım. 

Derginin Yazı İşleri Müdürü İhsan Gümüş ve Editörü Müge Eşkin Eroğlu'na bu imkanı sağladıkları için teşekkürler. Yazının tamamına fotoğrafın altında ulaşabilirsiniz. Keyifli okumalar... 



Eskiler ne derler bilirsiniz: ‘‘Evladım, çalış, kolunda altın bir bilezik olsun.’’
Hepimiz bir şekilde, öyle ya da böyle çalışıyoruz. Ama, gerçekten sevdiğimiz, istediğimiz işi mi yapıyoruz?

Size küçük bir sır vereyim: Sizi mutlu eden bir ilgi alanı, hobi, yetenek sahibi olmak, inanın bana yaşam boyu altın gibi parlamanızı sağlıyor. Böylece, sadece karnınız değil, ruhunuz da doyuyor. Ve emin olun, buradan kazanacağınız paranın bereketi de bir başka oluyor.  

Önce, kendinizi mutlu hissedeceğiniz, gerçekten yapmaktan keyif aldığınız bir ilgi alanı veya yeteneğinizi keşfetmelisiniz. Kolaysa sen keşfet, zaman mı var çocuklarla ilgilenmekten, hayata yetişmeye çalışmaktan diyenleri duyar gibiyim.

Danışanlarıma önerdiğim bir ÇALIŞMA size yardımcı olacak:

Sakin bir yere geçin ve oturun. Yalnız olduğunuzdan ve rahatsız edilmediğinizden emin olun. Bir kaç derin nefes alın, gözlerinizi kapatın ve hazır hissettiğinizde sorun kendinize:

Hangi yeteneğimi geliştirmek istiyorum?

Kendinize biraz zaman verin, kalbinizle iletişime geçmeye çalışın. Bunu zaman zaman yapın. Belki ilk denemede, belki de bir sure sonra mutlaka bir yanıt gelecektir. İçinizdeki sese güvenin.

Düşünceler sessizliği böldüğünde, yapmanız gereken tek şey nefesinize geri dönmek. Bir kaç derin nefes alın ve soruyu tekrar sorun. 

Bu çalışmayı yaptığınız günlerde, buluştuğunuz, tanıştığınız kişilerin size söylediklerine dikkat edin. Çok konuşmak yerine DİNLEYİN. Yolda yürürken önünüzden geçen otobüsün üzerindeki bir reklam, okuduğunuz bir dergide gözünüze takılan bir başlık sizin için bir işaret olabilir. Yaşamın size sunduğu İŞARETLERİ fark etmeye çalışın.

Ve, yavaş yavaş başlayın.

Sizin için bir kaç önerim var:

·      Örgü, dikiş, el sanatları kurslarına gidin. Yaptıklarınızı çevrenizle paylaşın. Lösemili çocuklara Minion karakterlerinden bere ve atkılar örün, yollayın. Kendinizi gerçekten harika hissedeceksiniz.
·      Bilgisayarla aranız iyi ise, grafik tasarım kurslarına gidebilir ve kısa bir sure içinde grafik tasarımcı olabilirsiniz. Ve böylece, dünyanın neresine giderseniz gidin, evinizin konforunda çalışabileceğiniz bir altın bileziğiniz olacak.
·       Eğer Almanca seviyeniz anadiliniz kadar iyi ise, Almancayı 2. dil olarak öğretebileceğiniz bir sertifika alın. İnternet üzerinden dünyada Almanca öğrenmek isteyen bir çok kişiye online ders verebilirsiniz. Benim Türkçe öğretmek için dünyanın her yerinde geçerli böyle bir belgem var mesela.
·       Moda dergilerinin kapaklarını ve 'kıyafetler üzerine en son trendleri takip edenler aslında moda alanında rahatlıkla para kazanabilirler. Bir blog açın ve kişisel stilist olarak hizmet vermeye başlayın.


Paralel kariyerinizi yaratmanız ve altın bileziğinizi bulmanız dileğiyle…

Son 3 senede neler yaptım?

Herkese merhaba, 

Uzun bir yazı oldu. Anlatacak ne çok şeyim varmış! 
Derin bir nefes alın ve başlayın okumaya... 

Beni profesyonel iş hayatımdan taniyanlarin bir kısmı biliyor ki, aşık oldum, evlendim ve Almanya'ya taşındım. Ve bir kısım da biliyor ki, 2 yaşına yaklaşan dünya tatlısı Felix Can'ın annesiyim. Evlenmeden önce İstanbul'da temellerini attığım paralel kariyerime Almanya'da devam ediyorum. Frankfurt'a 30 dk. mesafede yaklaşık 300.000 kişinin yaşadığı Mainz şehrinde eşim ve oğlumla yaşıyorum. İstanbul koşturmasından sonra sakinlik ve dinginlik çok iyi geldi diyebilirim... Tabi, kısa bir süre. Çünkü Felix Can, hemen aramıza katılmak istedi. Biz de sevgiyle kabul ettik...



Hayatımın en zor ancak en eğlenceli projesiydi sanırım anne olmak:) Enerjime, pratik zekama , yaratıcılığıma ve üretimime inanılmaz zenginlikler kattı ve katmaya da devam ediyor. Teknoloji dünyasının önemli kadın temsilcilerinden Youtube CEO'su ve 5 çocuk annesi Susan Wojcicki, her hamilelik izni sonrasında harika projeler geliştirmiş kişisel kariyerinde. Bence, bu noktada, insanın özüyle bütünleşmesinin, işten uzaklaşıp kafayı dinlemesinin ve farkındalığının artarak daha mindful olmasının etkisi büyük. İşime yaratıcılık katmak anlamında anneliğin beni çok beslediğini söyleyebilirim.

Susan Wojcicki'nin annelik ve kariyeri ile ilgili röportajını izlemenizi öneriyorum.

46 yaşında bir hamile gibi durmuyor, değil mi? 


Özellikle Almanya'da - aslında dünyanın hemen hemen her ülkesinde böyle- ne iş yaptığınız, tanışır tanışmaz adınızdan sonra sorulan 2. soru. İnsanlar kariyerlerine ve işlerine göre kendilerini tanımlıyorlar. 


- Ne iş yapıyorsun? sorusuna uzunca bir süre şu yanıtı vermiştim: 

-Ağaca bakıyorum! (Tabi, yüzlerdeki şaşkınlığı tahmin edersiniz. Hele de hayatını çalışmak ve disiplin üzerine adamış Alman toplumunda. )

- Ha, bir de renklerle oynuyorum. 

- Şimdi anladım. Siz Ressamsınız. ( Biraz da merak etsek, her şeyi bilmeye çalışmasak...)

- Hayatımın bu döneminde duruyorum ve durmanın keyfini çıkarıyorum. Bedenimi, zihnimi ve ruhumu dinlendiriyorum. Meditasyon ve Mindfulness Öğretmenliği okuyorum. Mindful Sanat üzerine çalışıyorum ve resim yapıyorum. 
Ve sonra kahkahalar....

- Hahahaaa:) Ben de ağaca bakıyorum deyince, sizi deli falan sandım! 
(Yaptığım işlere bakınca deli olduğum söylenebilir aslında)

Son dönemde 'Ne iş yapıyorsun?' sorusuna verdiğim 2 yanıt var:

1) Teknoloji ve marka iletişimine 500 gr. nefes terapisi , 3 tatlı kaşığı yaşam koçluğu, 2 tatlı kaşığı meditasyon, 1 çay kaşığı mindful sanat ekledim ve karıştırdım. Üzerine farkındalık ve Wisdom 2.0 serperek fırına verdim. Fırından çıkınca sevgi çukulatası ve mutluluk şurubu ile süsledim. Afiyet olsun!


2) Hayat bir renk cümbüşü. İnsanların hayatlarındaki ve kendilerindeki tüm renkleri keşfetmelerine ve bu renklerle konuşmalarına, gülmelerine, dans etmelerine ve eğlenmelerine yardımcı oluyorum. Yani, rengarenk bir işim var.  

Bu yanıtlardan sonra, tahmin edersiniz ki, büyük bir şaşkınlık oluyor ve şu soru geliyor: 

-Nasıl Yani ? 

Yıllar boyu iletişim ve pazarlama sektöründe dirsek çürütmüş biri olarak, insanları şaşırtmak ve ' Haaaa' noktasına getirmek hayatımın vazgeçilmezlerinden olmuş. Ne yapayım, başka türlüsünü yapamıyorum:) 


Ve anladım ki, kadınlar evlenince, eşinin soyadı ile yeni bir Google Optimizasyon yapmaları gerekiyor. Google 'Anıl Altaş' için arama sonuçları için soldaki fotoya tık tık.   









Ve, Anıl Altaş Brug için arama sonuçları için sağdaki fotoya tık tık.

Reng-i Nefes adını verdiğim bir konseptle yeni markamı yarattım. Sitede daha yapılması gereken işler var, farkındayım. Ama, bu halini de seviyorum:)



Expatlar ve Almanya'da ingilizce konuşan kişiler için ise, aynı konseptin farklı hedef kitle versiyonunu olusturdum. İngilizce sitem de çok yakında yayında olacak. 
   
Yorumlarınızı bekliyorum:) Hepsi benim için çok değerli, inanın..

Bakın, başka neler yapıyorum! 
Felix'in kulağıma fısıldadıkları vardı uzun kış gecelerinde, kucağımda uyurken. Ve her şey hızlı gelişti sonrasında. 
Çocuklar ve aileler ile çalışmak bana bu yolda farklı kapılar açtı. Çok yakında bu konuda yeni sürprizlerim olacak:)  Videoya, tık tık...


Bireysel ve gruplara yönelik olarak sanat, nefes ve farkındalık tekniklerini kullandığım ve yaşam koçluğu-kişisel gelişim ile birleştirdiğim kurslar, eğitimler ve seminerler veriyorum. Kağıt, kumaş, tahta, cam, deri, seramik ve bir çok farklı materyal üzerine çalışıyorum. Mindful Art ile bağlantılı farklı projelerim var, sırası geldikçe paylaşacağım. Çok yakında, İsviçre'de gerçekleşecek, Avrupa'daki Ebru Sanatçıları Karma Sergisi'nde, modernize edilmiş ebru eserlerim sergilenecek. O kadar mutlu ve heyecanlıyım ki, vesile olanlar ile ilgili ayrı bir yazı yazacağım. 




Kadınlarla çalışmayı seviyorum ve Kadın Kadına adında yeni bir etkinlik başlattım. Çünkü Avrupa'da Türkçe konuşan kadınlar arasında böyle bir ihtiyaç olduğunu gözlemledim. Almanya'da 22 Ocak'ta ilk kez Aschaffenburg'ta gerçekleştirdik. Gerçekten çok eğlendik. Nar kırdık, bereket duaları yaptık, gönül gözümüzü açtık. Rahim nefesleri ile şifalandık. 



Kendimizi prensesler, kraliçeler gibi hissettik:)







Tanıdığım, bilgisine ve tecrübesine güvendiğim arkadaşlarımı da yavaş yavaş bu projeye dahil etmekti niyetim. Bu konuda muhtesem hayallerim var gerçekten:) Ve, herşey o kadar çabuk gelişti ki, Reiki Master ve Hipnoz Uzmanı, dünya tatlısı bir enerjisi olan Sevgili Nurgül Olcay ile 17 Şubat'ta Frankfurt'ta ilk Türkçe Kadın Kadına organizasyonunu yapıyoruz. 17 Şubat Saat 19:00-22:00 arası Türk Alman Kulübü Offenbach'ta olacağız. Tüm kadınları bekliyoruz, süper sürprizlerimiz var:) Temamız tabi ki AŞK
Biraz da bağımlılıklardan konuşacağız, hep aşk olmaz, di mi ama...



Geçen yılın sonunda, Eticaret: Satışta Tsunami Etkisi kitabımın güncellenmiş 5. baskısı Mediacat Digitalage tarafından yayınlandı. Sektörden bir süre uzak kalsam da, serde yazarlık, eğitimcilik ve danışmanlık var tabi. Ne yaparsam yapayım, sanırım kanımın bazı molekülleri pazarlama, iletişim ve teknoloji diye akıyor:) Ve, pazar araştırmalarım sonucu, hizmetlerime Renklerin Sihirli Dünyası, Marka Doktoru ve Renklerle Etkili İletişim ve İkna eğitimlerimi ve danışmanlık hizmetlerimi de ekledim. Kobiler ve kişisel markasını yaratmak isteyenler için Marka ve İletişim Danışmanlığı ve Marka Doktoru hizmetimi de portföyüme dahil ettim.İlk müşterim Frankfurt'un ilk Türkçe, İngilizce ve Almanca hizmet veren Bütünleşik Sağlık ve Kişisel Gelişim Merkezi Arkana Life Coaching. Çok güzel bir uyum yakaladık, çok mutluyum:) Hizmetlerim ve yapmak istediklerim ile ilgili detaylı bir yazı pek yakında...




  
Türkiye'nin, Almanya'nın ve Avrupa'nın kurumsal eğitimlerine renk katacak ilginç fikirlerim de yolda...

Tüm bu birikim, 2000 yılından beri Londra'da almaya başladığım eğitimlerin meyveleri aslında. Bir yaşam öğrencisi olarak, halen UCLA Mindfulness Awareness Center'dan dersler alıyorum. Dr. Dan Siegel Mindsight metodolojisi ve mindful parenting üzerine eğitimlerime devam ediyorum. Mindful Art ile ilgili araştırıyor ve uyguluyorum. 

Nefes, mindfulness, bütünsel sağlık, health 2.0, wisdom 2.0, spiritüel teknoloji ile ilgili son trendleri takip ediyorum ve sizlerle blogum aracılığı ile paylaşmaya başlıyorum.
Çok yakında burada..

Not:
 Bu dünyadaki canım kız kardeşim Aslı Zülal'in fikriydi eski bloğumu tekrar canlandırmak. Ne kadar teşekkür etsem azdır kendisine.  
Eski blogumun tozlarını aldım, biraz parlattım. Daha yapılacak işler var, zamanla...
Ve farkettim ki, bazen yaptığım işlere gerekli kıymeti vermiyorum. Yapıyorum, unutuyorum. Blog yazısı yazanlar bilir, her blog post ciddi bir emek. 2009-2011 yılları arasında yazdığım 40 farklı yazıyı görmek, tekrar okumak, yazdıklarımın güncelliğini koruması, kaliteli ve okunur içerikler ürettiğimi görmek beni çok mutlu etti.
Hayat, paylaşınca güzel...  

Bu arada, Aslı'nın harika bir çocuk kitapları bloğu var.
Mutlaka göz atın, müthiş şeyler keşfedeceğinize bahse girerim.
https://resimlicocukkitaplari.wordpress.com/